Sokağa çıkma yasağı sona erdi fakat normal uçuşlar henüz başlamadı.
2020 yılında ilk Rus business jeti, yolcularını İstanbul’un haziran sıcaklığıyla ağırlayarak başladı. Janna çok mutluydu. Hiç Konstantinopolis'e gitmemişti ve bir VIP yolcu uçağıyla hiç uçmamıştı. Bu onun için çok farklı heyecan olacaktı.
Yakın bir gelecekte buluşmayı ve geri kalan hikâyeyi öğrenmeği merak eden Davi, Simon Ogonyan'ın mesaj kutusuna, kendisinin ve arkadaşının yakında İstanbul'a uçacaklarını belirten bir mesaj gönderdi.
Janna, "Maalesef henüz uçuş yok," diye yanıtladı.
Davi hiç düşünmeden tek çözümü yazdı:
“Özel uçuşlara bak. Bana şirketin banka bilgileri ve rezervasyon numaranı gönder.”
“Çok basit!” Janna, gerçek adını hiç sormadığını düşünerek mutlulukla parladı. “Muhtemelen onun için önemli değil.” Davi, Annette'in albümüyle ilgileniyordu ve orijinal çizimleri İstanbul'a getirmesini istedi.
Birkaç gün sonra Jannette, başarılı bir şekilde bulduğu özel uçuşun tarih ve saatini bildirdi.
Davi:
“Harika! Şehir merkezinde, arkadaşlarımın yanında buluşalım! Önümüzde ilginç ve uzun bir sohbet var.”
Janna minnettarlığın altına adını yazmak istedi ancak ilk harfi sildikten sonra gülen bir yüz koydu.
"… iyi uçuşlar."
Pandemi sırasında Davi'nin fonları, bir yedek cüzdana geçti. Kendisi ve Hayk için makul bir fiyata, normal bir uçuş baktı. Hayk kalacak yerle ilgilendi.
Şimdi İstanbul’da taksi onları şehir merkezine hızla götürüyordu. Epey kalabalık olmasının dışında, farklı farklı insanların buluşmasının resmini izliyorlardı sanki.
Tramvay raylarından ayrılarak birkaç karmaşık sokaktan geçtiler. Konstantinopolis Kilisesi'nin, Ortodoks cemaatinin arkasına döndüler ve kendilerini üç katlı bir evin kapısının önünde buldular. İçeri girdikten sonra, geniş ve oldukça ferah bir bahçede etrafı süpürmeye çalışan başörtülü, bir kadına rastladılar. Hayk'ın taksi şoföründen sonra bu ikinci kez Türkçe konuşmasıydı.
Kadın uzaktaki bir kanepeyi işaret etti.
–Biz ilk ziyaretçileriz, diyen Hayk saatine bakarak telefonuyla karşılaştırdı: 08.30
Davi şaşkınla Hayk’a baktı:
–Türkçe bildiğini hiç düşünmemiştim!
–Ben burada doğdum ve babam ayrılmak zorunda kalana kadar hepimiz yan sokakta yaşadık. Amcam büyük bir meblağ ödedi fakat babam ödemeyi reddetti ya da kaderi baştan çıkarmak istememişti. Tıpkı Kayseri'deki her şeyi bırakıp dolambaçlı yoldan Konstantinopolis'e gitmek zorunda kalan dedem gibi biz de İstanbul'dan aceleyle ayrılmak zorunda kaldık. Modern Türkiye'nin artık Hıristiyan topluluklara ihtiyacı yok. Bir kuruşa daire, işyeri sattık ve neredeyse eli boş gittik. Ancak iş hakkındaki paha biçilmez bilgi ve deneyim, kısa sürede babamı ayağa kaldırdı.
Davi etrafa bakarken sessizce dinliyordu. Duvarın bir kısmı çok eskiyken, diğerleri aceleyle yapılmış ve zamanın kronolojisini gizlemiş gibi görünüyordu. İnce malzemelerden oluşan ek yapı, birkaç küçük odaya bölünmüştü. Bu İtalyan mahallelerini hatırlattı. Sokak gürültüsü ve sürekli koşuşturma halinde olan insanlar burada da hüküm sürmüş olmalı, ancak karantina sırasında her şey sessizleşti ve yaklaşan değişikliklerin beklentisiyle saklanmıştı.