×
Traktatov.net » Limon Bahçeleri » Читать онлайн
Страница 7 из 24 Настройки

–Yollar tehlikeli, diye uyardı köylü, bu kırık tekerlekten sonraki ikinci işaretti,

–Askerler ve mahkumlar her yerde serbest dolaşıyorlar. Dün bizden koyun çalındı!

–Biliyorum… diye yanıtladı Karine. Atlarını çevirdi ve denize doğru yöneldiler.

– Anne, nereye gidiyoruz? Konstantinopolis'e mi? Annette korkuyla sordu.

– Yardım gerekiyor!

Karine şimdi nereye gittiklerini bilmiyordu. Amasya'nın limon bahçelerinde yollar düşündüğünden çok daha tehlikeli çıktı.

– Yardım için denize gidiyoruz! – diye seslendı Karine.

‘Entente’ gemilerini kıyıya yakın bir yerde bulunabileceklerini umuyordu.

Annette ağlamaya başladı. Artık Raul'la asla bir daha görüşmeyeceklerini biliyorlardı … Ve şimdi asıl meselesinin kendi hayatlarını kurtarmak olduğunu anladı.

Draft Note 3

Tur Abdin, Kasım 2019

Yanımda yakışıklı ve zeki bir adam oturuyor. 50 yaşında, şık giyimli ve sakin bir sesle sohbet ediyor. Bana birkaç soru soruyor: Yalnız mı uçuyorsun? Refakatçi olmadan bu yolculuğa çıkmaktan korkmuyor musun? Böyle bir yaklaşımı görmek bana garip geldi.

Sonra konuyu işe çeviriyor ve hasattan elde ettiği iyi gelirden bahsediyor. Bu adam eskiden beri ailesi tarafından mercimek ve buğday ekilen topraklara sahip.

– Topraklarımız inanılmaz derecede verimlidir!

Koldaki saatine bakıyor. Acelesi varmış gibi görünüyor. Sonraki yirmi dakika içinde dün gece vurulan yeğeninin cenazesine geç kalmaktan endişe duyduğunu öğreniyorum.

– Gençler ölüyor! Aşiretler arasındaki çatışmalar can alıyor…


Onunla konuştukça gideceğim yerlere ait korkularının kökenlerini anlamaya başlıyorum.

–Kocam sabah gelecek, aklıma gelen ilk düşüncemi yüksek sesle telaffuz ediyorum.

– Teyzemin yanına uğramam gerek. Kusursuz yemek yapıyor! Ona olan saygım olmasaydı çoktan boşanırdım.

Onun yorumundaki bağlantıyı anlayamıyorum. Sonra teyzesinin kızıyla evli olduğu anlaşılıyor: onlar kuzenmiş.

– Biz Zerdüşt Kürtleriz. Akraba bağlarımız çok sıkı. Yeni Yılı çok farklı bir takvimde ilk hasatla kutluyoruz.

Uçak iniyor.

‘Mardin'e hoş geldiniz’!!!

Bir halk otobüsüne binip genç ve çekici şoförün yanına oturuyorum.

– Nerelisin?

– Rusya, diye cevap veriyorum, -Ama uzun zamandır İstanbul'da yaşıyorum.

– Rusça bilmiyorum. 4 dil biliyorum: Türkçe, Arapça, Fransızca ve Aramice.

– Arami mi?

– Mezopotamya'da Hıristiyanlığı vaaz etmek için gelen İsa Mesih’in öğrencilerinin dili. Biz Süryaniyiz! …Seni Kırklar Kilisesi'ne bırakacağım, civarda bir otel bulmaya çalışırsın.


Eski şehrin merkezindeyim. Her yerde farklı konuşmalar duyurum; çok gürültülü bir yer burası. Kafamda Hypno Seq çalıyor ve zaman içinde geriye doğru gidiyorum. Saat ters yönde işliyor, yüzlerce yıl ve binlerce yıl gerideyim…

Tur Abdin’da dört gün boyunca, Medeniyetler Tapınaklarına hayran kaldım. Burada ilk Sanskriti gördüm. Eğitim merkezleri ve kütüphaneler keşişler tarafından sıkı bir disiplin içinde korunuyor. 1800 yıl önce Büyük Mimarinin ilk taşları burada atıldı! Bir benzerini Fransa'da görmüştüm ama onlar yüzyıllar sonra yaratıldı…

Tüm dünyanın üniversiteleri burada bulunabilirdi! … Ama durum böyle değil.